KABUL VE ADANMIŞLIK TERAPİSİ(ACT)
Birçok patolojide de olumlu sonuç aldığımız Kabul ve Adanmışlık Terapisindeki (ACT) amacımız bireylerin psikolojik katılık halinden psikolojik esnekliklerini sağlamakta yardımcı olmaktadır. Kabul ve Adanmışlık Terapisinin iki ana hedefi vardır. Birincisi bize acı veren duygu ve düşüncelere daha esnek ve etkili şekilde cevap verebilmek, ikincisi ise değerlerimiz doğrultusunda zengin, dolu ve en önemlisi anlamlı bir hayat yaşamaktır. Kabul kavramı bir his ya da arzu demek değildir. Kabul bir eylemdir.
Kabul (yer açma), yani canımızı sıkan duygu, düşünce, belirti, dürtü, kişiye has yaşanmış bir olay, anı ve onlarla beraber ortaya çıkan içsel deneyimlere (kaygı, hüzün, psikolojik acı vb.) karşı açık ve tarafsız olmak demektir. Kabulün kendi başına bir amaç olmadığı daha büyük bir bütünün, artan psikolojik esnekliğin bir parçası olduğunu unutmamak gerekir. Değerler doğrultusundaki davranışları arttırmak için zor olan deneyimlere yer açmaktır.
Bilişsel Kaynaşma (Füzyon) : Düşünceler, hatıralar vb. (olumlu ya da olumsuz algılanan her türlü içsel deneyimler ) gibi zihinsel içeriğe güçlü olarak inanılırsa veya kelimenin dediği anlam olarak algılanırsa bu bir kaynaşma örneği olarak kabul edilir. Genel anlamda bilişsel kaynaşma kişinin ne düşündüğüne kendisini kaptırması anlamına gelir. Ne düşündüğü bireyin diğer işlevsel olan davranışsal düzenleme kaynaklarına hükmeder. Burada düşünce derken ilişkisel ve sembolik olan her şeyden bahsediyoruz. Yani jestler, mimikler, anılar, görüntüler ve duyguların bazı özellikleri ‘’düşüncedir.’’ ACT’a göre sorun ne düşündüğümüz değil, neyi düşündüğümüz ile ilgili nasıl ilişki kurduğumuzdur. Bizler için önemli olan kelimeler değil, kelimelere yüklediğimiz anlamlardır.
Bilişsel Ayrışma / Defüzyon: Düşüncelere verilen yanıta ve verilen yanıtın sonucuna farkındalık sağlatan bir süreçtir. Ayrışma (Defüzyon) düşünceleri elimine etmek veya onları ortadan kaldırmak yerine, düşünceye esnek bir yanıtla katılımı (etkileşimi) teşvik ederek, düşüncelere verilen yanıtın tesirine, açıklığı davet eder. Defüzyon düşünceye düşünce olarak bakabilmek ve düşünce ile düşünceyi fark eden kendimiz arasına mesafe koyabilmek demektir. Yani, “bilişsel ayrışma”, düşüncelerimizi değiştirmeden düşünce ile olan ilişkimizi değiştirerek onun bizim üzerimizde yarattığı etki ve gücü azaltmayı amaçlar.
Danışanlarımız genellikle olumsuz duygu ve düşünceleri bastırmaya veya ortadan kaldırmaya meyillidirler ve çoğu zaman bunu olumsuz sonucuna rağmen yapmaya devam ederler fakat ilginç bir şekilde duygu ve düşünceleri bastırmaya veya ortadan kaldırmaya çalıştıkça bu davranış örüntüsü kalıplaşmakla birlikte bastırmaya veya ortadan kaldırmaya çalıştığı sıkıntıyı daha da arttırmaktadır. RFT dolayısıyla ACT’a göre düşüncelerin hayatımızdaki işlevlerini değiştirmek için düşüncelerin içeriğini değiştirmemize gerek yoktur.
Context (Bağlam) :Bağlam davranışın dışında kalan analiz edilebilen ve bağımsız değişken olarak refere edilen her şeydir. Buna örnek olarak kişinin yaşadığı çevre, sosyal ortamı veya eğitim ve öğrenim geçmişini verebiliriz. Tüm davranışlar bağlam içerisinde gerçekleşir. Bağlam; “Öncül-Davranış-Sonuç” olarak oluşur. Bağlamın içeriği an ve an değişir ve her şeyden etkilenir. (Sabah kalktınız dönüp saati merak ettiniz ve saate baktınız. Saat kaç diye merak etmek “öncül”, dönüp saate bakmak “davranış” ve bir de sonucu vardır. O da diyelim sabah toplantınız 11:00’da sizi saate baktığınızda sabah 06:00 “ daha erkenmiş bir saat daha uyuyabilirim” ise sonuçtur. Tam uyumaya çalışırken telefonunuz çaldı ve iş yeri arıyor. O sırada da gözünüzün ucuyla korkarak telefonun saatine baktığınızı hayal edin. Saat 11:30… İşte şimdi bağlam değişti. Öncül “telefonun çalması ve saatin 11:30 olduğunu fark etmeniz”, davranış, “heyecanla telefonu açıp hemen yetişeceğinizi söyleyerek hızlıca hazırlanmak ve bir yandan da en hızlı işinize nasıl yetişeceğinizi düşünmek”, sonuç ise “can sıkıntısı, gerginlik “vb. ACT, bağlamın içeriğini değil kişinin bağlam ile olan ilişkisini değiştirir.
Değer Odaklı (Adanmış) Eylem):Adanmış eylem kişinin değerlerine (kişi için kim ve ne önemli ise) hizmet eden davranışlar yapması ve bu tip aktivitelerle meşgul olmasıdır. Anlamlı bir hayat eyleme geçerek yaratılır. Adanmış eylemler aslında temelinde değerlerimizin olduğu bir yaşamı kabul etmektir. Bu eylemler değerlerimiz tarafından yönlendirilirler. Değerlerimizi tanımlamak önemli, fakat hayatımızı ve yaşamımızı daha anlamlı, daha dolu kılan şey değerlerimiz ile uyumlu eylemlerimizdir. Yola çıkarken pusuluya bakmak bizi istediğimiz yere götürmez. Bunun için pusulanın gösterdiği yönde yürümek de gerekir.
Deneyimsel Kaçınma: İçsel deneyimlerimizi (düşünce- duygular- anılar gibi) şeklini, sıklığını veya durumsal hassasiyetini kontrol etme veya değiştirme girişimidir. RFT ve ACT’a göre yaşantısal kaçınmanın kaynağı bizim olayları değerlendirme, öngörme ve önleme yeteneklerimizdir. Yaşantısal kaçınmanın kaynağı bizim dil ve bilişimiz sayesinde sorunu çözeyim derken birbirine katmamızdır. Bizler dil ve bilişimizi geliştirirken içsel deneyimlerimize göre değil, dışsal deneyimlerimize göre geliştirdik. Çünkü çocukluğumuzda dil ve bilişimizi geliştirirken odağımızda dış dünya vardı. Bu sebeple dış dünyadan gelecek olan tehlikeleri öngörme, onları kontrol etme ve değiştirme konusunda iyiyiz. Ama bu dil süreçlerimizi içsel deneyimlerimize karşı da aynı şekilde kullanmamızı sebep oluyor ve işe yaramayıp durumu daha da kötüleştirebiliyor.
İçsel deneyimleri değerlendirme, öngörme ve önleme çabalarımız bize duygularımızı olumlu ve olumsuz olarak kategorize etmemize sağlıyor ve sonra bunların bir kısmından kaçar, bir kısmına doğru da koşar hale geliyoruz.
Altıgen: ACT altı ana süreçten oluşan, dairesel bir model olarak sunulur; kabul, ayrışma, şimdiki anla temas, bağlamsal benlik, adanmış eylem ve değerler. Bu altı sürecin amacı, psikolojik esnekliği arttırmaktadır.
1) Şimdiki anla Temas: Değiştiremeyeceğimiz geçmiş veya geleceğe gitmektense, şimdi ve buradaya odaklanmak
2) Kabul: Hayatın doğal bir parçası olan acı verici deneyimlerden kaçınmamak için istekli olmak.
3) Ayrışma: Düşüncelerin içerikleri ile “kaynaşıp” onları kesin gerçekler olarak kabul etmek yerine onlarla ilişkimizi değiştirmek
4) Bağlamsal Olarak Kendilik (Self As Context): Yaşamımızla ilgili (ben iyi bir insanım, ben bir eziğim) gibi düşüncelere sahip olmaktansa, sizin tüm bu olayların cereyan ettiği bağlam olduğunuzu algılamak/sezmek anlamak
5) Adanmış eylem: Değerlerinizi ilerleten ve adanmış şekilde davranarak onlara ulaşmanıza yardımcı olacak ulaşılabilir hedefler koymak.
6) Değerler: Hayatın ne olmasını istediğinizi açık bir şekilde anlamak. Hedeflerden ziyade yol tarifleri.